15 Eylül 2009 Salı

Turhallı 'talihli' kriz geçirdi

Milli Piyango yılbaşı özel çekilişinde 10 trilyonluk büyük ikramiyenin dört ortağından biri olduğunu, ancak biletini kaybettiğini söyleyen Volkan Ateş evine kapandı. Turhal Belediyesi'nde asgari ücretle çalışan Ateş'i dün iki polis ziyaret ederek, "Bilet sendeyse açıkla" dedi.
Bir müddet sonra talihlinin kriz geçirdiği belirtilerek, eve ambulans çağrıldı. Tansiyonu ölçülen Ateş'in sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Öte yandan evin önünde gazeteciler ve bankacılar kamp kurdu.
Volkan Ateş, 1 Ocak 2004 günü 10 trilyon lirayı paylaşacak dört talihliden birinin kendisi olduğunu söylemiş, ama biletini hiç kimseye göstermemişti. Önceki günse diger talihliler paralarını tek tek tahsil ederken Ateş, "O gün 15 tane bira içmişim, bileti de kaybetmişim" açıklaması yapmıştı.

İşgüzar baba kız kaçırtırsa...

Kınık ilçesinde yaşayan 38 yaşındaki Kemal Yılmaz, oğlu 20 yaşındaki Bilal'e kız kaçırmaları için iki kişiye 2.5 milyar lira para verdi. Ancak oğul Bilal Yılmaz, kendisi için kaçırılan kızı 'beğenmeyince' mağdureyi evine geri gönderdi.
Arapseki Köyü'nde meydana gelen olayda Kemal Yılmaz, önceki gün oğlu Bilal Yılmaz'a gelin almak istediği S. A'yı kaçırmaları için Deniz Yılmaz ve Seyhan Apaydın ile 2.5 milyar liraya anlaştı. 21 yaşındaki Selma Apaydın'ı kaçıran Yılmaz ve Apaydın, kızı Kemal Yılmaz'a teslim etti. Bilal Yılmaz ise 'beğenmediği' için zoraki gelin adayını evine gönderdi. A. ailesinin şikâyeti üzerine jandarma Bilal Yılmaz, babası Kemal Yılmız ve 27 yaşındaki Deniz Yılmaz'ı yakalayarak gözaltına aldı. Seyhan Apaydın'ın aranmasına devam edildiği belirtildi.

Boğaz'dan bir dev geçti

Boğaziçi'nden 54 metrelik bir dev geçti. İngiliz bayraklı dev konteyner yükleyicisi AM-Explorer, dün sabah İstanbul Boğazı'ndaydı. Almanya bandıralı Fair-Play isimli römorkörün çektiği konteyner yükleyicisine Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne (TDİ) ait Kızkulesi ve Zübeydeana römorkörleri eşlik etti. İstanbul Boğazı'na sabah 07.30 sıralarında giren konteyner yükleyicisinin Karadeniz'e çıkışı yaklaşık 3.5 saat sürdü. 54 metresi su üzerinde, yedeğiyle birlikte uzunluğu 190 metre olan konteyner yükleyicisinin geçişi nedeniyle İstanbul Boğazı çift yönlü olarak transit gemi trafiğine kapatıldı. Üzerinde iki adet vinç bulunan AMT-Explorer'ın, Rusya'ya gideceği belirtildi.

'Yönetmelik yasaya aykırı'

Cemaat vakıflarının mal edinmesiyle ilgili tartışmalar AB uyum yasalarına karşın sürüyor. Azınlık vakıflarının avukatı Diran Bakar, uyum yasalarına ilişkin çıkarılan yönetmeliğin iptali için Danıştay'a dava açtıklarını söyledi. Ağustos 2002'de çıkarılan 4471 sayılı yasanın vakıfların 'yeni mal edinmelerini' ve 'tasarrufu altında olup da tapuda adına kaydedilmemiş malların vakıf adına kaydedilmesi' konusunda Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne takdir yetkisi vermediğini belirten Bakar, "Halbuki çıkan yönetmelik, bunları genel müdürlüğün iznine bağlamış. Yönetmelik kanuna aykırı" dedi.

Azerbaycan: Rencide olduk

Dokunulmazlıkları Araştırma Komisyonu Başkanı AKP'li Hüsrev Kutlu'nun, Atatürk'ün mareşal üniformalı resmi bulunan halının TBMM kulisinden kaldırılmasını istemesine Azerbaycan da tepki gösterdi. Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği, dün yaptığı yazılı açıklamada, halının, bir süre önce ölen Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev tarafından Meclis'e hediye edildiği anımsatıldı. Açıklamada, "Bu sanat eseri Atatürk'ün ve Haydar
Aliyev'in aziz anılarına olan saygının ve ayrıca Türkiye-
Azerbaycan dostluk ve kardeşliğinin bir simgesidir. Kutlu'nun bu talihsiz sözleri bizi rencide etti" denildi.

Zanlılara AB uyumu

Ve ifade alma işlemlerinde zanlı hakları güçlendirildi. Gözaltında işlemler kayda alınacak, gözaltı süresi dört günü aşmayacak.

Adalet ve İçişleri bakanlıklarının elden geçirdiği 'Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin yeni hali Resmi Gazete'de dün yayımlandı. Yönetmelikle, hak ihlallerinin en yoğun işlendiği yakalama, gözaltına alma ve ifade işlemlerinde sanık ve şüpheli hakları güçlendirildi. Gözaltında işkence, keyfi gözaltı ve gözaltında kayıpların önlenmesi konularındaki AB uyum yasalarının DGM'lik suçlarda uygulanmasına engel oluşturan düzenlemelerin birçoğu kaldırıldı. Böylece, Anayasa'daki yasa önünde eşitlik ilkesi sanık hakları yönünden de işletilmiş oldu.

Muayene baş başa

Gözaltındakilerin işkence görüp görmediklerinin saptanması için yapılan doktor muayenelerinde bugüne kadar güvenlik kuvvetleri de bulunuyordu. Yeni yönetmeliğe göre, doktor ile muayeneye getirilen kişinin yalnız kalmaları, muayenenin doktor hasta ilişkisi çerçevesinde yapılması esas olacak. Ancak doktor- 'kişisel güvenlik endişesini' ileri sürerek muayenenin kolluk kuvvetleri gözetiminde yapılmasını isteyebilecek. Bu istek de belgelendirilerek yerine getirilecek.


Yedi gün gözaltına son

Yönetmelik, Anayasa ve yasalarla toplu suçlarda dahi gözaltı süresinin en çok dört gün olabileceğine ilişkin düzenlemeyle de uyum sağladı ve toplu işlenen suç kavramına açıklık getirdi. Mevcut yönetmelikteki 'DGM'lerin görev alanına giren suçlar' ibaresini de metinden çıkaran yönetmeliğe göre, artık 'üç veya daha fazla kişinin suça iştiraki' hali toplu suç sayılacak. Bu suçlarda da gözaltı süresi savcının yazılı emriyle ancak dört güne kadar uzatılacak.
Bunu sağlamak için de savcı istemi ve hâkim kararıyla bu suçlarda gözaltının yedi güne kadar uzatılmasına imkân tanıyan düzenleme de metinden çıkarıldı.
Uyum yasalarıyla öngörülmekle birlikte, zorunlu avukat hakkı DGM'lik suçlarda uygulanmıyordu. Yönetmelikle bunun için 'Yakalanan kişi veya şüpheli müdafi tayin edebilecek durumda değilse, isteği halinde baro tarafından kendine müdafi tayin edilir' hükmü getirilerek DGM'lik ya da diğer suç ayrımı yapılmadan yakalanana, kendi güçleri yoksa avukat tayini zorunlu hale getirildi.


Avukatla görüşme serbest

Eski yönetmelikteki, DGM'lik suçlardan gözaltındakilerin 'ancak gözaltı süresinin hâkim tarafından uzatılması halinde' avukatıyla görüşebileceği hükmü eleştiriliyordu. Bu sınırlama metinden çıkarıldı. Artık bunlar da her aşamada vekâletname aranmaksızın avukatıyla görüşebilecek.
Gözaltında her işlemin kayda geçirilmesi ilkesi de suiistimalleri azaltacak yönde kuvvetlendirildi. Artık DGM'lik suçlarda da yakalanan kişilere karakolda hakları okunacak, gözaltına alındığı yakınlarına haber verilecek, haber verilen kişinin adres ve telefon numarası, haber verenin adı, soyadı, imzası, haber verme tarih ve saati, sanık-şüphelinin, hakkında haber verildiğine dair imzası da mutlaka kayıt altına alınacak.


Savunmaya yetki

Mevcut yönetmelik, DGM'lerde avukatların soruşturma evraklarını almalarını 'soruşturmanın selameti' gibi gerekçelerle kısıtlıyordu. Yapılan değişiklikle avukatlar DGM'lerde de hazırlık evrakı ile dava dosyasının tamamını incelemek ve istediği evrakın bir suretini alma hakkına sahip.

Paris podyumuna çıkan yol işte bu...

Defilesiyle Paris Moda Haftası'na katılacak ilk Türk modacı Dilek Hanif'in başarısının sırrı, erkeklere muhtaç olmamak.

Bu yıl 18-22 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek Paris Moda Haftası'nda Christian Dior, Jean-Paul Gaultier ve Valentino gibi dünya devlerinin arasında Dilek Hanif de yer alıyor. 35 parçalık haute-couture koleksiyonun sunulacağı defilenin makyajlarını, Chanel ve Karl Lagerfeld için çalışan Emmanuel Sammartino, müzikleriniyse Christian Dior ve Ungaro defilelerinin gözdesi Michel Gaubert hazırlıyor. Hazır giyimle başlayıp, kişiye özel tasarıma varan zorlu yolda, hayatındaki erkeklerden bir şey talep etmemek için, işine sıkı sıkıya sarılmış Dilek Hanif...
Böyle önemli bir organizasyona katılan ilk Türk tasarımcısı olmak nasıl bir duygu?
Çok heyecanlı. İşin ciddiliğinin bilincine karşıdan gelen talepleri gördükçe vardım. Fransızların 'haute-couture'ü ne kadar sahiplendiklerini ve önemsediklerini gördükçe daha da heyecanlandım. Sen buraya 'haute-couture' yapmak için geliyorsun ama bakalım yeterli misini sorguladılar ve çok titiz yaklaştılar.
Neden siz?
Ben istedim. Bugüne kadar haute-couture'de hiç kimse böyle bir şey yapmamış bizden. Dünyadaki bütün bellibaşlı haute- couture tasarımcılar gibi ben de hazır giyimden geliyorum, sekiz senedir de net bir şekilde haute-couture çalışıyorum. Her bir elbise 'uniq' (tekil) bir atölye çalışması ister bu alanda ve uygulanan tekniğin hazır giyime uygulanması da çok zordur.
'Haute-couture'ün modada gerçek farkı nedir sizce?
Hazır giyimde modelleri belirlersiniz, belli kalıplar üzerinde çalışır ve o modelin üzerinde çok fazla detaya giremezsiniz. Oysa haute-couture'de milimetrik oynamalarla bazı şeyleri yeniden yaratabilirsiniz. Çok fazla elle yapılan şeyler var. Mimari gibi bir şey bu, ya da heykeltıraşlık gibi bir şey. Elbise inşa etmek.
Fransızlar bu işe çok sahip çıkıyor diyorsunuz, sizin bu dünyaca ünlü haftaya katılma sebebiniz ne?
Önce kendimin nerede olduğunu anlamak istedim, kendimi çok yeterli buluyordum, bunu samimiyetle söylüyorum ki ben asla kendini beğenmiş bir insan değilimdir.
İyi şeyler oluyordu, koleksiyonlarım beğeniliyor, müzeden isteniyor, dergilerde yer alıyordu. Bunları Avrupa'da bir Türkün yapması benim için ayrı bir önem taşıyor, kendimi sorumlu hissediyorum.

İstanbul'daki ilk butik

Kişisel tarihinizde modanın kapısı nerede açılıyor?
Annem için, İstanbul'daki ilk butiği açan insan derler. Hakikaten ilk mağazasını bonmarşelerin revaçta olduğu yıllarda açmıştı. Ben de orada askıdaki elbiselerin arasında dolaşırken modanın kapısı açılmış olmalı. Sonraları kendi mağazalarım oldu, seri imalata da geçtim Türkiye çapında, fuarlara katıldım, müşteri potantsiyelim oluştu fakat ben daha sonra abiyeyi tercih ettim.
Neden?
Körfez krizinin olduğu dönemdi, hazır giyimin tek başına altından kalkabilmem zorlaştı. Öyle insanlarla karşılaştım ki çek veriyor, karşılığını ödemiyor. Uğraşamıyordum bunla artık. Tercihlerimi etkileyen nedenlerden biri de o oldu.
Modayla uğraşan insanların ortak paydası ne sizce?
İnce zevk, dikiş bilgisi, görgüsü. Bir de bu hakikaten aşkla yapılabilecek bir iş.
Bir giysiyi değerlendirirken sizi cezbeden ilk şey nedir?
Kıyafetin eleganına bakarım öncelikle. Dikişindeki eleganı yakalarsam o kıyafetten büyülenebilirim. Bir kadını daha kapıdan girdiği an hem çok sade hem de çok kişilikli bulmaktır belki benim için. Ne kıyafet ne de kişilik ön plana çıkmalı.
Kıyafetin kişiliğin önüne çıkma ihtimali houte-couture'de daha mı çok?
Olabilir, tarz olarak doğru bir şey seçilmemişse, kıyafet kişinin önüne çıkabilir. Bu benim açımdan hiç doğru bir şey değil. Çünkü bir kıyafetin asla bir kadının önüne çıkmaması gerektiğini düşünürüm.
Moda dünyasındaki varoluşunuzu nasıl açıklıyorsunuz?
Bu pek kimseyle paylaşmadığım bir şey ama sanırım bu işte bu kadar tutunmak istememin bir nedeni kadın olmam. Evli bir kadındım ve bunun verdiği bir rahatlık da vardı, ama ben iş hayatında belli bir noktaya gelmeyi kendime hedef edinmiştim.
Mesleğine aşkla sarılmanız özel hayatınızda dezavantaj yaratmadı mı?
Hayır ama rahat şartlarda bir kadınken sefalet çekerek buraya gelen hakikaten sayılı insan vardır diye düşünüyorum.
Başaran kadın olmak için nasıl düşünmek gerekiyor?
Kadın olmak çok enteresan, hep bir şekilde birine bağımlısınız önce babanıza, sonra kocanıza... Bir kadının kişiliğini geliştirebilmesi için babasından ve kocasından hiçbir şey talep etmeden yaşıyor olması lazım. Çünkü talep ettikçe onların talepleri başlıyor, sen çalışma, evinde otur, akşam seni evde görmek istiyorum...
Ben o insanla evli kalmak istediğim için evli kalmalıyım. İstemiyorsam evlendim, beni doyuruyor deyip duramam. İş hayatına farklı sarıldım galiba bu gibi düşüncelerden kaynaklanıyor. Şimdi iki de kızım var, biri 16 diğeri 14 yaşında ve ben evliliğimi de sürdürebildim.
Diğerlerinden farkınız?...
Dilek Hanif çok gururlu bir kadındır, bugüne dek kimseden bir şey istemedim. Çünkü hayır cevabı bana göre bir şey değil.

'Green card' başvurusu azaldı

ABD'nin bu yıl dağıtacağı 55 bin 'green card' (yeşil kart) için 5.9 milyon kişi başvurdu. Bu sayının geçen yılkinden az olduğu belirtiliyor. Başvurular 2000'de, 13 milyonla rekor kırmıştı.
Bu yıl en fazla başvuru Bangladeş, Etiyopya, Nijerya, Nepal ve Fas'tan geldi. ABD makamları bu yıl sadece internet aracılığıyla yapılan başvuruları kabul etti. Son başvuru tarihi olan salı gece yarısından önceki 12 saat içinde binlerce kişinin başvuruda bulunmak istemesi yüzünden ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bilgisayarlarının kilitlendiği, bu nedenle çok az sayıda başvurunun yerine ulaşabildiği öne sürüldü.

Jolie ve inekleri

Hollywood yıldızı Angelina Jolie, yoksul Kamboçyalı köylüler için 600 inek satın aldı. Kampanya uyarınca her ineğin doğuracağı ikinci yavru, başka bir aileye verilecek. 28 yaşındaki Jolie, Kamboçyalı köylülerle ilgili kampanyalara bugüne dek 1.5 milyon doları (yaklaşık 2 trilyon lira) aşkın miktarda para bağışladı.

Çıldırtan hata

Audrey Serrano, HIV taşımadığını öğrendiğinde öfkeden çılgına dönerek doktorlarına dava açtı!

ABD'li Audrey Serrano'nun dünyası, dokuz yıl önce başına yıkıldı. O zamanlar 32 yaşında olan Serrano'ya Fitchburg'daki bir hastanede
Eliza testi yapıldı ve genç kadına HIV pozitif tanısı kondu. Hemen tedaviye başlandı.
Dokuz yıl boyunca HIV tedavisi gören kadın, geçen haziran dosyalarını incelerken bir kâğıdın tepesinde 'HIV negatif' ibaresini görüp şüphelendi. Hazirandan bu yana yaptırdığı altı testte 'HIV negatif' çıkan Serrano, habere sevinemedi, çılgına döndü. Tedavi gördüğü doktor ve hastaneye dava açan Serrano'nun dava dilekçesine göre, genç kadın boş yere HIV tedavisi gördüğü için günde 20 tane hap almak zorunda kaldı, yan etkiler nedeniyle bağırsakları iltihaplandı, kolit oldu. Ardından depresyona girdi. Çok geçmeden HIV teşhisinden üç yıl önce veda ettiği şişelere geri döndü. Bu sırada alkollü araç kullanmaktan tutuklandı ve 30 gün hapishanede yattı.
'Eski hasta'nın talep edeceği tazminat miktarı henüz belirlenmedi. Serrano'nun mahkemeye verdiği sağlık kuruluşlarından biri olan Massachusetts Üniversitesi Tıp Merkezi sözcüsü Mark L. Shelton, hastanenin yanlış bir şey yapmadığını, ayrıca davadan haberdar olmadıklarını, sadece Serrano'nun avukatından, hastaneden olabilecek en yüksek tazminatı talep ettiklerine dair bir mektup aldıklarını söyledi. 13 yaşındaki bir kız çocuğu annesi, dul ve işsiz olan Serrano ise "Sürekli ölüm korkusuyla yaşadım, hâlâ çok yorgunum" diyor.